13 Ağustos 2015 Perşembe

Unutsan da Unutamasan da Kucakla Kendini

Doktorun biz ne kadar uğraşsak da, geldiği zaman babanı unutmuş olacağını söyledi… Bu beklenmeyen bir şey değildi aslında. Ama yine de başta baban sonra da ben hazmedemiyoruz bu durumu… Elimizden geldiğince unutturmamaya çalışıyoruz bakalım…

Ama gün gelecek zaten öyle olacak ki, istesen de unutamayacaksın bazı şeyleri… Ne gariptir ki şimdi bunun çabasını veren biz, ileride bazı durumlarda unutamadığından yakınıyor olacağız… İnsanoğlu böyle işte. Büyütmeye çok hevesliyiz ama büyümenin getirdiklerini de hiç konduramıyoruz sevdiklerimize. Büyümek, aynı zamanda acı ile de gelişen bir olgu aslında. Keşke olmasa değil mi? Nerdeeee?!

Ama yanacak canın; ne yapalım? Canı yanmayan var mıymış şu dünyada? Aşk acısı çekmeyen, dost kazığı yemeyen, adaletsizliğe maruz kalmayan tek bir kişi var mı sanki? Bazen mıh gibi oturacak yaşadıkların yüreğine de ağzın açılmayacak bir türlü… Bazen unutmak için yalvaracaksın Allah’a… Bazense, tek bir anın içinde yaşamak isteyecek; o anı hiç unutamadığın için mutlu olacaksın… Yani en çok da unutmak istediğin anlarda, unutamadığın anılarından güç alacaksın…


Ama seni sen yapan şey işte bu anlar ve anılar olacak evlat… Dünyadaki milyarlarca insanın her birini eşsiz yapan da bu yaşanmışlıklar ve sen de yaşanmışlıklarınla “var” olacaksın evrende durduğun iğne ucu kadar yerde… 

İğne ucu kadar da olsa sen bir boşluk olma yavrum; tüm yaşanmışlıklarını kucakla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder