16 Temmuz 2015 Perşembe

Ağlamak...

Bugün bir türlü tamamlayamadım ninnini yavrum... "Babası onu çok severmiş öpermiş" diyemedim... "Babası..." dedim, sessizlik oldu. "Babası..." dedim, boğazım düğümlendi. İnadına, "Babası..." dedim, gözlerim doldu; sustum...

Babandan ilk ayrılığımızı yaşamaya 10-15 gün kaldı... Ve annen hiç hazır değil. Hiç! 10-15 gün deyince bile muslukları açıyorum dünden beri... Ne yapacağım, ne yapacağım, ne yapacağım... İçimdeki kadınlar korosu hep bir ağızdan böyle haykırıp duruyor işte...

Baban "Yapma, hazır olmak zorundasın. Senin hazır olmaman çok fazla şeyi etkiler" dedi; haklı... En başta senin beslenmen söz konusu. Hazır olmak zorundayım... Ama ya hazır değilsem işte?! Değilim çünkü. Yüreğim zangır zangır titriyor korkudan... Bunca zaman yalnız kalmaya alışkın birine ait tutumlar değil bunlar farkındayım ama gerçeği de değiştirmiyor bu durum.

Bu sefer en güçlü olmak zorunda annen... Senin için. Annemin yıllarca benim için yaptığı gibi... Bu süreç zor olacak. Hiç ağlamadan, hiç yansıtmadan hep babandan bahsetmem gerekecek sana. Hep fotoğraflarını göstermem gerekecek. Onunla her görüntülü konuşma yaptığımızda (ki bu senin şansın) yanımızdaymışçasına mutlu davranmam gerekecek... Yani özlemiyormuş, içim yanmıyormuş gibi yapmam gerekecek. Halbuki ben şimdi tüm bunları düşündüğümde bile kendimi tutamıyorum... Sulu göz bir annen var; doğrudur. Ancak ortalıkta ağlayan bir annen yok... Ama bu annelik hormonları insanı bu hallere sokabiliyor...

Umarım, umarım sana babanın yokluğunu hiç hissettirmemeyi başarabilirim yavrum. Ben çok çok korkuyorum. Ama bana güç vereceğini biliyorum; birlikte aşacağız... Bu yüzden diyorum ki sana, eğer güçsüz hissedersen kendini (ki çok sefer hissedeceksin), bırak öyle kalsın. Güçlü olmak zorunda değilsin. Hele ki ağlamamak güç göstergesi hiç değil. Bu konuda anne ve baba olarak kötü örnekleriz biz... 

Eğer ağlamak geliyorsa içinden, sakın tutma kendini... Haykırarak ağlamadan sönmez bazı yangınlar ve bırak sönsünler... Zaten ağlayan insan, dünyanın en saf mahluklarındandır ağladığı zaman. Çünkü ağlamak yalındır, kendiliğinden olur ve insanın en özünden gelir... Ağlayan kişi tüm saflığıyla karşında demektir; olduğu gibi, pür-i pak... Bu açıdan baktığın zaman böylesi güzel bir şey için kendini tutmak da nedir? Bu  tam da kendin olma fırsatıdır aslında...

O yüzden ağlamak istersen hiç düşünme ağla yavrum. İster haykırarak ister için için... Ama kendin olma fırsatını kaçırma. Kendi en doğal halini gör...

Birbirimizden güç almak dileğiyle canım yavrum... Anneyi hoş gör arada e mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder