15 Aralık 2016 Perşembe

VASİYET

Yavrum...
Bu sana vasiyetimdir...

Bence bir insana en ağır gelen şey anne/babasından aldığı acıdır... 

Acıdır bu, kimi geçer kimi geçmez... 
Ama anne/babadan alınanı var ya, bir yılan gibi dolanır sen ölene kadar içinde... 
Acıtır, ısırır, miden burkulur, nefesin tıkanır, hiç çıkmaz da orada: çok acıtır... 
Yeryüzündeki hiçbir ama hiçbir çocuğun hak etmediği bir acıdır bu. 
Tüm çocuklar acıyı hak etmeyecek kadar masumdur oysa...
Böylesi lanet bir acı bezdirir insanı; yaşatmaz...
Anne/babadır ya bu; atsan atılmaz satsan satılmazdır yani...

Yavrum...

Atabilirsin beni...
Yeter ki iyi kalayım sen de...
Hani yıllar sonra bir şeyler gelirse başımıza ne olur güzel an beni..
Güzel an ki o çocuk umuduyla gülen gözlerin kalsın yerinde...
Ben alınmam hiç. Bana bak diye doğurmadım ki ben seni!
Bakma oğlum ters bir durum varsa...
Binlerce çözüm var bu devirde.
Korkma alınmam, darılmam: söz!
Yeter ki iyi hatırla oğlum beni...
Acı olmayım içinde...
Çünkü o acı, acıların en kötüsü, en laneti, en öldürmeyen ama süründüreni, en hayatı zehredeni...

Yavrum...

Biz oyun oynarken, paylaşırken, boğuşurken, sohbet ederken pek güzeliz...
Var sen böyle hatırla...
Bu sana vasiyetimdir...

Ş.G.
16/12/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder